Şu kullanıcı olarak giriş yapıldı:
filler@godaddy.com
Şu kullanıcı olarak giriş yapıldı:
filler@godaddy.com
DAVA TÜRLERİ
Tahkik edilen özelliğine göre davaları çok başlık altında toplamak mümkündür.
Ancak, sosyal hayatta görülen hukuki olay ve durum sebebiyle davalar üç ana başlık
altında incelenir: hukuk davaları, ceza davası, idari davalar.
Hukuk davaları; eda, tespit ve inşai, ceza davaları kamu davası, idari davalar da iptal, tam yargı, tazminat, idari sözleşmeden doğan ve vergi davaları olarak tasnif edilir.
HUKUK DAVALARI
Eda Davaları - Edim davası da denilen eda davasında davacı, mahkemeden davalının bir şey vermeye, bir şeyi yapmaya veya yapamamaya mahkûm edilmesini talep eder.
Tespit Davaları - Tespit davaları bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır. Bir hukuki ilişkinin varlığının tespitine ilişkin tespit davalarına “müspet tespit davası. Bir hukuki ilişkinin yokluğunun tespitinin istendiği tespit davalarına da “menfi tespit davası” denir.
İnşai Davalar (Yenilik Doğuran Davalar) - İnşai davalar, yani yenilik doğuran davalar; daha önce var olmayan bir hukuki durumu yaratmaya; ya da var olan bir hukuki durumu değiştirmeye; veya sona erdirmeye yönelik davalardır.
CEZA DAVALARI
Ceza davası, ceza hukukuna ilişkin bir uyuşmazlığı çözmek üzere yargılama makamının, yani mahkemenin önüne getirilmesidir.
KAMU DAVASI - Savcı tarafından, devlet (kamu) adına açılan ceza davası türüdür. Savcı ceza davasında iddia makamını oluşturur. Savcı bir suçun işlendiğini haber aldığında re ’sen soruşturma başlatır. Soruşturma sonucunda suçun işlendiği kanısına ulaşırsa, suçu işlediğini düşündüğü kişi (sanık) hakkında bir “iddianame” düzenleyerek ceza mahkemesinde dava açar. İddianamede sanığın Ceza Kanunun bir maddesi uyarınca cezalandırılması istenir.
İDARİ DAVALAR
İPTAL DAVASI - İptal davası, idari işlemlerle menfaatleri ihlal edilen kişiler tarafından açılan ve bu işlemlerin iptal edilmesi amacıyla açılan davalardır. İptal, idari işlemin alınmasından itibaren, bütün sonuçlarıyla birlikte hukuk âleminden silinmesi anlamına gelir. İdari davalar kural olarak yazılı yargılama usulüne tabidir. Karar dosya üzerinden verilir, kural olarak duruşma yapılmaz. İptal davasında re ‘sen araştırma ilkesi geçerlidir.
TAM YARGI DAVALARI - Tazminat Davaları: Tazminat davası, bir idari işlem veya eylem nedeniyle parayla ölçülebilen bir zarara uğrayan kişinin, idarenin bu zararı karşılayacak miktarda kendisine para ödemesi istemiyle açtığı davadır. TAM YARGI DAVALARI - İdari Sözleşmelerden Doğan Davalar - İdari sözleşmelerin uygulanmasından doğan davalar da tam yargı davası olarak kabul edilmektedir. Vergi Davaları- Vergi davaları, vergiye ilişkin olarak vergi mükellefleri ve sorumluları tarafından vergi mahkemelerinde açılan davalardır. Vergi davası, vergi tarhı işlemlerine, vergi cezası kesilmesi işlemlerine, takdir ve tadilat komisyonu kararları, ödeme emrinin tebliği vb. vergi işlemlerine karşı açılır.
BOŞANMA DAVALARI
Boşanma davalarına Aile Mahkemeleri bakmaktadır, Aile Mahkemesinin olmadığı yerlerde bu davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmaktadır.
Boşanma davaları evlilik birliğini sonlandıran davalardır.
Boşanma davaları kamu düzenini yakından ilgilendirir. Anayasamız aileye özel önem verdiğinden aile kurumu devletin koruması altındandır. Ayrıca boşanma, toplumu da derinden etkilemektedir. Bu yüzden devlet aileye büyük önem vermektedir ve kanun koyucu boşanma sebeplerini sınırlı olarak belirlemiştir.
Evlenmek için iki kişinin özgür iradeleri ile evlendirme memurunun huzurunda karşılıklı olarak rıza göstermeleri yeterli iken, boşanma ancak boşanma davasında verilecek mahkeme kararı ile olabilmektedir. Boşanma davaları toplumu olumsuz etkilemektedir ve bu olumsuz etkiyi olabildiğince azaltmak amacıyla boşanma kurumu kamu düzeninden sayılmış ve tarafların boşanmak için karşılıklı rızaları yeterli görülmemiştir.
Kanun koyucu tarafından boşanma sebepleri tek tek sayılmış ve boşanabilmek için katı, tarafların değiştiremeyecekleri, boşanmayı zorlaştıran koşullar getirilmiştir. Boşanma davalarında kanunun gösterdiği sebeplerin dışında sebep gösterilemez. Ancak Medeni Kanununun ilgili maddelerinde gösterilen sebeplerin dışında boşanma davası açılacak ise de boşanma sebebi gösterilirken iyice değerlendirme yapılarak yasadaki boşanma sebeplerinden hangisine daha yakınsa o sebebe dayanılmalıdır. Sebebin açıklanmasında sadece bir boşanma sebebine değil, birkaç boşanma sebebine de dayanmak mümkündür.
Her ne kadar hukukumuzda anlaşmalı boşanmadan bahsedilmekte ise de, pratikte bu tür boşanma davasında mahkemenin üstün denetimi ve gözetimi devam etmektedir. Yasanın aradığı şartların varlığı halinde ve davaya bakan hâkimde evliliğin devam edemeyeceği kanaati oluşursa boşanmaya karar verebilir.
Son günlerde hukukumuzun bazı alanlarında çekişmelerin mahkemeye götürülmeden çözümü için zorunlu arabuluculuk kurumu getirilmiştir.
Mevcut durumda boşanma davalarında zorunlu arabuluculuk uygulaması bulunmamaktadır. Son zamanlarda boşanma davalarında da zorunlu arabuluculuk uygulaması getirileceği konuşulmaktadır. Ancak, boşanma davasının kamuyu ilgilendiren konularında karar verecek olan yine hakim olacaktır. Velayet gibi, çocuğun üstün yararının söz konusu olduğu konularda arabuluculuktan bahsetmek şimdilik mümkün değildir.
Boşanmanın sosyolojik boyutu düşünüldüğünde uzman kişilerin ve kurumların boşanma sayılarının azaltılması ve boşanmada yaşanan derin sarsıntıların hafifletilmesi için araştırma ve inceleme yaparak yasa koyucuya bilimsel katkı yapmalarının zorunluluk arz ettiğini söylemek kaçınılmaz gerçektir.
Boşanma davalarının önemli kısmı aile içi şiddetten kaynaklandığı söylenmektedir.
Evliliklerin korunması ve boşanma davalarını önlemek aile içinde yaşanan şiddeti görmezden gelmek, hoş görmek hukuki olmadığı gibi, vicdani de değildir. Aile içi şiddetin varlığı halinde yetkili kişilere ihbarda bulunmak ve var olan şiddeti kayıt altına aldırmak boşanma davasında önemlidir. Aile içi şiddeti önlemek için tüm bilimsel önlemlerin ve tedbirlerin alınması gerektiğini ve ancak bu şekilde aile kurumunun korunabilcineceğini ve ailenin yapısını daha sağlıklı ve dirençli hale getirilebileceğini düşünmekteyiz. Boşanma davaları tarafları en çok hırpalayan dava türüdür. Coşkun duygular, zaten tükenmiş olan olumlu duyguları tamamen yok etmekte ve tarafların her konuda uzlaşmaz tutum içine girmelerine sebep olmaktadır. Boşanma davalarının tabi olduğu Kanun Türk Medeni Kanunudur. Her vatandaşın boşanırken de “medeni” olmasını temenni ediyoruz.
Evlilik içinde hastalıklı ilişkiler yumağında yaşamaktansa, boşanmayı tercih etmek çocuklar ve diğer aile bireyleri için de daha yararlıdır.
İnsan hayatında boşanmak da evlilik gibi normal karşılanmalıdır.
BOŞANMA DAVALARI VE ÇEŞİTLERİ
( BOŞANMA SEBEPLERİ )
Boşanma davası zor bir davadır. Mümkünse boşanma davalarında çekişme yolu tercih edilmemelidir. Anlaşma yolunu seçmek taraflar ve varsa çocuklar için daha yararlıdır. Anlaşma yolunun tercih edilmesi halinde birçok mahrem konular ifşa olmaz, ilişkilerin ve duyguların “insani” seviyede kalması boşanma sonrası yaşam için daha anlamlıdır.
Tavsiyemiz, aile içi şiddet yoksa evliliğin devamını sağlamak için tüm yollar denenmeli, uzman kişi ya da kurumlardan yardım ve destek talep edilmelidir. Boşanma yoluna gidilecekse de öncelikle anlaşma yoluna gidilmelidir. Anlaşmaya varılamıyorsa, taraflar arasında incitici davranışlarda bulunmaksızın Medeni Kanunu’na dayanarak verilecek olan mahkeme kararını sabırla beklemek olacaktır.
Boşanma davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin oturduğu yer veya davadan önce son 6 ay birlikte oturulan yer mahkemesidir.
Yürürlükte olan Kanunumuzda boşanma sebepleri 6 maddede gösterilmiştir. Boşanma davaları bu 6 maddede gösterilen boşanma sebeplerinden birine veya birkaçına dayandırılmak zorundadır.
1. Zina Sebebiyle Boşanma Davası- ( MK – madde 161) görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin oturduğu yer veya davadan önce son 6 ay birlikte oturulan yer mahkemesidir. Zinanın ispatlanması şarttır. Sürelere de uymak zorunludur. Zina sebebiyle açılan davada zinanın gerçekleştiğini kesin delillerle kanıtlamak gerekir. Hâkim tüm delilleri bir bütün olarak değerlendirerek hayatın olağan akışına uygunluk denetimi de yapar.
2. Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davası (MK- 162)- görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin oturduğu yer veya davadan önce son 6 ay birlikte oturulan yer mahkemesidir. Daha çok tanıklarla ispatlanır. Yasanın öngördüğü sürelere dikkat etmek gerekir. Bu dava türünde maddi ve manevi tazminat talebi diğer boşanma sebeplerinden daha ön plana çıkar.
3. Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma Davası – ( MK- 163)- görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin oturduğu yer veya davadan önce son 6 ay birlikte oturulan yer mahkemesidir. Tanık ve olaylar yoluyla ispatlanır. Yasanın öngördüğü sürelere dikkat etmek gerekir.
4. Terk Sebebiyle Boşanma Davası - (MK- 164) görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin oturduğu yer veya davadan önce son 6 ay birlikte oturulan yer mahkemesidir. Sürelere uymak önemlidir. Terki kesin delillerle kanıtlamak gerekir.
5. Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma Davası –(MK-165) görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin oturduğu yer veya davadan önce son 6 ay birlikte oturulan yer mahkemesidir. Hukuken geçerli raporla akıl hastalığının varlığı kanıtlanmalıdır. Hastanın yaşına ve evlilik süresine göre hâkim özel tedbir yoluna gidebilir.
6. Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeniyle Boşanma Davası – ( MK-166)- görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin oturduğu yer veya davadan önce son 6 ay birlikte oturulan yer mahkemesidir. Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma sebebi ve davası boşanma davasının genel sebebi olarak da görülebilir. Kanıtlamak için birçok olay ve kanıt bu sebebin içine sokulabilir.
ÖNEMLİ:
· Eski kanunda ayrı olarak tanzim edilen Suç İşleme Sebebiyle Boşanma Davası ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davası – 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Numaralı Kanununda tek maddede toplanmıştır.
· Kanunda anlaşmalı boşanma adı altında bir düzenleme mevcut değildir.
· ( Zina Durumunda Suçüstü Yapılması Talebi– hukukumuzda zina suç olmaktan çıkarılmıştır. Bu kurum uygulanmamaktadır. )
· (Zina Yapan Eşi Şikâyet Dilekçesi – hukukumuzda zina suç olmaktan çıkarılmıştır. Bu kurum uygulanmamaktadır.)
·Terk Sebebiyle İhtar Talebi - görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin oturduğu yer veya davadan önce son 6 ay birlikte oturulan yer mahkemesidir. Boşanma davası değildir. Ancak, ihtardan sonra öngörülen süre sonunda ihtar alan eş ortak konuta dönmez ise ihtarda bulunan eş için haklı sebebe dayalı olarak Terk Sebebiyle Boşanma Davası açma hakkı doğar. İhtar yerine getirilmez ise terk sebebine dayanan boşanma davasını kazanmak kolaydır.
NÜFUS DAVALARI
Nüfus davaları özellikli olan davalardır. Nüfus Davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkemeler ise nüfus kütüğünün bulunduğu yer ve kişinin oturduğu yer mahkemesidir. Ancak nüfus davalarının daha kısa sürmesi isteniyorsa bizim görüşümüze göre dava nüfus kütüğünün bulunduğu yerde açılması daha isabetli olacaktır. Nüfus davalarının hukukçu tarafından takip edilmesinin daha yararlı olacağını düşünüyoruz.
Nüfus davaları aşağıda gösterilen tasnifte olduğu gibi adlandırılabilir.
1. Adın Değiştirilmesi Davası – bu davada bu hak sadece bir defa kullanılabilir.
2. Yaş Düzeltme Davası- bu hak sadece bir defa kullanılabilir.
3. Soyadının Değiştirilmesi Davası
4. Ölü Kaydının Düzeltilmesi Davası
5. Sağ Kaydının Düzeltilmesi Davası
6. Nüfus Kayıtlarındaki Mükerrer Kaydının Düzeltilmesi Davası
7. Nüfus Kütüğündeki Din, Mezhep, Milliyet veya Medeni Halin Düzeltilmesi Davası
8. Din Değişikliği Davası-
9. Cinsiyet Düzeltilmesi Davası ( Hatalı Cinsiyet Kaydı)- nüfus kütüğündeki hatalı kayıt düşülmesi sebebiyle bu dava açılır. Hatalı kayıt ancak mahkeme kararı ile düzeltilebilir.
10. Cinsiyet Değişikliği Davası ( Operasyon Sonrası)- sağlık belgesi ile kanıtlanır. Cinsiyet değişikliği kaydı ancak mahkeme kararı neticesinde kütüğe işlenir.
11. Çocuğun Reşit Kılınmasına İzin Verilmesi Davası- özel durumların varlığı halinde bu yola başvurulur.
12. Gaiplik Davası- gaiplik davasında birkaç süreye dikkat etmek gereklidir. Gaiplik kararı birçok aile, miras ile başka alanları doğrudan etkileyen karardır.
13. Gaiplik Nedeniyle Evliliğin Feshi Davası – gaiplik nedeniyle evliliğin feshi kararı verilebilmesi için öncelikle gaiplik kararının kesinleşmesi şarttır. Yasada belirlenen sürenin geçmiş olması aranır.
Önemli: Son çıkarılan Türkiye Cumhuriyet Kimlik Kartlarında din, mezhep gibi ibareler kullanılmamaktadır.
VELAYET DAVALARI
Velayet davaları da tıpkı boşanma davasında olduğu gibi özel görevli mahkeme olan Aile
Mahkemesinde açılır.
Velayet davası boşanmaya karar veren Aile Mahkemesinde açılabildiği gibi, ana babanın
oturduğu yer mahkemesinde de açılabilir. Ancak burada daha da önemlisi müşterek çocuğun
bulunduğu yer mahkemesi öncelik kazanmaktadır. Bu sebeple velayet hakkına sahip ve
çocuğun velayet davası açılırken bulunduğu yer boşanma davasını sonuçlandıran mahkemenin
yargı alanı dışında olup olmadığına bakmak gerekir. Alakasız yerde dava açılması halinde aile
mahkemesi yetkisizlik kararı verecektir.
Özetle söylemek gerekirse yetkili mahkeme velayet hakkı verilen tarafın bulunduğu (
çocuğun), oturduğu yer aile mahkemesidir.
Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde, aile mahkemesinin görev alanına giren dava ve işler,
o yerde bulunan asliye hukuk mahkemesince görülecektir. Böyle bir durumda, davanın, asliye
hukuk mahkemesinde açılırken, aile mahkemesi sıfatıyla açılması zorunlu değildir; asliye
hukuk mahkemesi olarak açılsa da, mahkeme, görevsizlik kararı vermeyip, tıpkı bir aile
mahkemesi gibi hareket ederek, karar verecektir. Ancak genel mahkeme olan Asliye Hukuk
Mahkemesi, özel mahkeme (aile mahkemesi) sıfatıyla, davaya baktığını belirtmesi gerekir.
Aile mahkemesi kurulan yerlerde aile mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki
ilişki görev ilişkisidir. Bunun sonucu olarak, aile mahkemesi bulunan yerlerde aile
mahkemesinin görevine giren konularda yanlışlıkla dava asliye hukuk mahkemesinde açılırsa
Asliye Hukuk Mahkemesi davayı görevsizlik nedeniyle reddedecektir
Velayet davası açılabilmesi için mutlaka anne veya baba olma şartı aranmaktadır. Boşanma
davasının sonuçlanmış ve kesinleşmiş olması gerekir. Velayet davası dendiğinde geçici
velayetten değil mahkeme ilamıyla verilen velayetten bahsedilmektedir.
Velayet davaları çocuk reşit yaşına ulaşıncaya kadar her zaman açılabilir. Velayet davası
açılabilmesi için mutlaka haklı gerekçelerin bulunması zorunludur. Hâkim öne sürülen
gerekçeleri titizlikle ve yine boşanma davasında olduğu gibi çocuğun üstün yararını gözeterek
karar verecektir.
Velayet davası velayeti uhdesinde bulunan tarafa karşı açılır. Zira boşanma davası sonucunda
taraflar ortak velayet hususunda bir anlaşmaya varıp hâkim de ortak velayet anlaşmasını
onaylamamışsa, velayet taraflardan birine, yani anneye veya babaya verilir. Uygulamada çok
nadir rastlanan ortak velayet hakkını genelde yüksek eğitimli ve bundan da önemlisi yüksek
ebeveyn bilincinde olan ve ortak çocukların menfaatini ön planda tutan boşanmış çiftler
kullanmaktadır.
Boşanma davası sonucunda velayet hakkı verilmeyen tarafa hâkim çocukla kişisel ilişki
kurulmasına karar verir.
Türk Hukukunda velayet hakkı sadece anne veya babaya tanındığından, büyük anne veya
büyük babaya böyle bir hak tanınmamıştır.
Velayet davalarında çocuğun yaşı önem kazanmaktadır. Yaşı küçük ve mutlaka anneye
muhtaç durumda olan çocuklar anneye verilir. Ancak bu husus mutlak değildir. Özel
durumların varlığı halinde hâkim velayeti anneye vermeyebilir.
VELAYET DAVALARI BAŞLIĞI ALTINDA AŞAĞIDAKİ DAVA ÇEŞİTLERİNİ
GÖSTERMEK MÜMKÜNDÜR;
1. Velayetin Kaldırılması Davası – velayetin kaldırılması davası velayet hakkına sahip
olmayan tarafça çocuğun oturduğu/bulunduğu yer aile mahkemesinde açılır. Bu
davada başarıya ulaşabilmek için velayet hakkına sahip tarafın bu hakkını kullanırken
çocuğu fiziksel ve ruhsal menfaatlerini önemli derecede ihmal ettiğini kanıtlamak
veya başka sebeplerden dolayı bu hakkını yeterince kullanamadığının ispatlanması
gerekir. Bu davada her çeşit yasal delil kullanılabilir. Hâkim hukuken geçerli
sebeplerin varlığı halinde velayetin kaldırılmasına karar verecektir. Bu davada da
küçüğün üstün yararı gözetilecektir.
2. Velayetin Geri Verilmesi Davası - bu dava da velayet hakkına sahip olmayan tarafça
çocuğun oturduğu/bulunduğu yer aile mahkemesinde açılır. Ancak bu davayı açan
taraf velayetin kaldırılması davasında velayet hakkını kaybeden taraftır. Velayetin geri
verilmesi davasında davacı, hangi sebeple velayeti geri istediğini açıklamak ve bu
iddiasını kanıtlamak zorundadır. Hâkim ileri sürülen gerekçeleri haklı görmesi halinde
velayeti geri verecektir. Hâkim bu davada da çocuğun üstün menfaatini gözetlemek
zorunda olacağından, karar gerekçesinde velayeti kullanan tarafın kusurunu ve
yetersizliğini kesin delillere dayanarak göstermek zorundadır.
3. Çocukla Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi/Kaldırılması Davası – bu dava çeşitli
sebeplere dayandırılabilir. Boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı
tanınan tarafın değişen şartlar sebebiyle bu ilişkinin değişen şartlara uygun olarak
değiştirilmesini talep edebilir. Burada önemli olan, velayet hakkına sahip olan tarafın
çocukla kişisel ilişkinin değiştirilmesi hususunda yasal bir hakka sahip midir? Velayet
hakkına sahip olan tarafın çocukla kişisel ilişkinin değiştirilmesini değil de
kaldırılması hususunda yasal bir hakka sahip midir? Bu hususlarda dava açabilir mi?
Bu iki hususta da velayet hakkına sahip taraf dava hakkına sahip olduğunu söylemek
mümkündür. Şartları varsa ve çocuğun üstün yararı bunu gerektiriyorsa hâkim çocukla
kişisel ilişki hakkına kısıtlama getirebilir veya tamamen kaldırabilir. Çocuk idrak etme
yetisine sahipse hâkim çocuğu da dinler ve çocuğun görüşlerini de dikkate alır.
4. Büyük Anne ve Büyük Babanın Torunla Kişisel İlişki Kurma Davası – görevli ve
yetkili mahkeme velayet hakkına sahip tarafın ( çocuğun oturduğu) yer aile
mahkemesidir. Bu davada özel şartların bulunması zaruridir. Türk Hukukunda büyük
anne be büyük babaya velayet ve kişisel ilişki kurma hakkı tanınmadığından, ancak
istisnai şartların varlığı halinde kişisel ilişki kurulmasına hâkim karar verecektir. Bu
özel şartlar ne olabilir? Türk kültürünün özelliği de dikkate alındığından, büyük anne
ve büyük babaya da bu hak verilmesi tarafımızca da uygun bulunmaktadır. Çocukla
kişisel ilişki kurma hakkına sahip ebeveynin ölmesi durumunda veya bu ilişkinin fiilen
kullanılamaması sebebiyle bu hakkın otomatik olarak olmasa da hâkim kararıyla bu
hak onlara da verilebilir. Böylece kuşaklar arasındaki bağ da zedelenmiş olmaz. Bu
dava çeşidinde hâkim davacıyı veya davacıları titizlikle araştıracak, velayet hakkına
sahip tarafı ve çocuğu dinleyecek ve ondan sonra kararını verecektir.
Küçüğün anne ve babasının ölmesi veya her ikisinin de velayet hakkını kullanamayacak halde
olması durumunda en olacaktır? Bu durumunda velayet hakkı büyük anne veya büyük babaya
mı verilecektir? Yukarıda açıklanan durumun gerçekleşmesi durumunda velayet hakkı
kimseye geçmeyeceği gibi, büyük anne ve büyük babaya da geçmeyecektir. Velayet hakkı
dava yoluyla elde edilebilir mi? Kısa cevap Hayır’dır. Böyle bir durumda büyük anne be
büyük baba veya bunlardan biri ancak çocuğun bulunduğu aile mahkemesinde dava açarak
çocuğa vasi atanmalarını talep edebilirler. Vasi davası haklı görülmez ve dava reddedilirse
çocuk devletin koruması altına girecek ve çocuğun beden ve ruh sağlığı için tüm tedbirler
devletçe yerine getirilecektir.
NİŞAN DAVALARI DAVALARI NELERDİR
Nişan davalarına Aile Mahkemeleri bakmaktadır, Aile Mahkemesinin olmadığı yerlerde bu davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmaktadır.
Nişan davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Bu konuda yapılan son değişiklikten önce görevli mahkeme davanın müddeabihine göre belirlenmekteydi.
1. Nişan Bozulması Sebebinden Maddi Tazminat Davası
2. Nişan Bozulması Sebebinden Manevi Tazminat Davası
3. Nişan Hediyelerinin İadesi veya Bedellerinin Tahsil Edilmesi Davası
Önemli:
· Nişan bozma sebebiyle açılan davalarda aynı davada hem maddi hem de manevi tazminat talep edilebilir.
· Nişan sebebiyle bağışlanan hediyeler hakkında dava açılamaz. Bu hediyeler geri istenemez.
DERNEK VE VAKIF DAVALARI
Dernek ve vakıf davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise derneğin veya vakfın merkezindeki yer mahkemesidir. Yetkili mahkeme hususunda istisnalar vardır. Ceza hukuku uygulanması halinde suçun işlendiği yer dikkate alınır.
1. Dernek Üyeliğinden Çıkarma Kararının İptali Davası- dava açma süresine uyulması davanın kazanılması için zorunludur.
2. Derneğin Feshi Davası- derneğin feshi davasının açılabilmesi için yasada aranan şartların gerçekleşmiş olması aranır.
3. Vakfın Tescili Davası- vakfın tescili için yasada öngörülen şartların varlığı aranır.
4. Vakfın Uluslararası İşbirliği Yapabilmesi İçin İzin İsteme – Dilekçe Dış İşleri Bakanlığına Verilir. Uluslararası boyutu mevcuttur. Siyasi yönü de olduğu söylenebilir.
5. Yurt İçinde Vakıf Şubesi Açma İzin Talebi – Vakıflar Genel Müdürlüğünden istenir.
6. Vakfa Yapılan Tasarrufun Tenkisi Davası – Bu dava Vakfın Yönetim Kuruluna karşı açılır. Yetkili Mahkeme vakfedenin yer mahkemesidir. Vakfın tasarrufundan doğrudan etkilenen herkes bu davayı açabilir.
7. Vakfın Feshi Davası – davalı, vakfın yönetim kuruludur. Vakfın feshi için kanun açık hükümler belirlemiştir. Kanunda gösterilen koşulların gerçekleştiğini ispatlamak yeterlidir.
Önemli: Yurtdışı menşeli dernek ve vakıfların mevzuatı ile izin izleği farklılık göstermektedir.
KİŞİLİK DAVALARI
Kişilik davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise genel yetkiye göre belirlenir. Kişilik davası dendiğinde sadece gerçek kişi davası değil, tüzel kişi davası olarak da anlaşılması gerekir. Çünkü hukukumuzda kişi tanımına her gerçek kişiler, hem de tüzel kişiler girer. Hukukumuzda tüzel kişi olmadığı halde dava açma ve davalı olma hakkına sahip birlikler de mevcuttur. Bazı hukukçular tarafından tartışmalı olarak kabul görülse de Okul Aile Birlikleri bu duruma uygun örnek olarak gösterilebilir.
1. İsim’e Yapılan Tecavüzün Önlenmesi Davası- bu dava yolunu gerçek veya tüzel kişiler kullanabilir.
2. Kişilik Haklarına Yapılan Tecavüz Sebebiyle Meydana Gelen Zararın (maddi ve manevi zarar) Tazmini Davası - bu dava yolunu gerçek veya tüzel kişiler kullanabilir.
3. Kişiliğe Yapılan Tecavüzden Dolayı Tespit Davası - bu dava yolunu gerçek veya tüzel kişiler kullanabilir.
4. Kişiliğe Yapılan Tecavüzden Dolayı Koruma Tedbiri Davası - bu dava yolunu gerçek veya tüzel kişiler kullanabilir.
1. Evlenmeye İzin Davası– evlenemeye izin davası yaş, akıl hastalığı, kısıtlılık veya başka özel sebebiyle talep edilebilir. Mahkemenin açık izni olmadan evlilik geçerli sayılmaz. Ancak bu evlilikten çocuk doğmuş olması halinde, çocuğun menfaatleri korunur.
2. Evlendirme Memurunun Red Kararına İtiraz Davası – memurun gerekçesinin hukuka aykırı olduğu ispatlanmalıdır.
3. Mutlak Butlan Davası– zamanaşımına tabi değildir. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Mutlak butlan sebepleri çok sınırlıdır. Davayı ilgililerden her biri veya cumhuriyet başsavcısı açar. Evlilik yok gibidir. Ancak butlan evlilikten çocuk doğmuşsa çocukların hakları mahkemece gözetilir.
4. Nisbi Butlan Davası– görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme davacının oturduğu yer mahkemesidir. Özel durumlar ayrıntılı bilgi içermektedir. Bu davayı açan kişi, evliliğin hata, korkutma veya hile gibi irade bozucu fiiller sebebiyle geçerliği olmadığını ileri sürer ve dayandığı sebebin varlığını her çeşit kanıtlarla ispatlayabilir.
5. Eşin Aile Birliğini Temsil Yetkisinin Kaldırılması Davası- görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise yerleşim yeri mahkemesidir. İyi niyet kuralı dikkate alınır.
6. Eşin Aile Birliğini Temsil Yetkisinin Sınırlanması Davası - görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise yerleşim yeri mahkemesidir. İyi niyet kuralı dikkate alınır.
7. Eşin Kaldırılan Aile Birliğini Temsil Yetkisinin Geri Verilmesi Davası- görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise yerleşim yeri mahkemesidir. İyi niyet kuralı dikkate alınır.
8. Eşin Sınırlana Aile Birliğini Temsil Yetkisinin Geri Verilmesi Davası - görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise yerleşim yeri mahkemesidir.
9. Evlilik Birliğinden Doğan Yükümlüklerin Yerine Getirilmesini İsteme Davası- Dava yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesidir. İyi niyet kuralı dikkate alınır.
10. Eşin Ayrı Konut Edinmesi Davası- dava yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür.
11. İddet Müddetini Kısaltma Davası - dava yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür. Kadın hamile olmadığını raporla kanıtlaması halinde veya yeniden evlenme evlenmenin sona erdiği eşle olması durumunda hâkim İddet müddetini kaldırır.
Sitedeki Tüm Görsel ve Yazılar Genel sadece Bilgi Amaçlıdır!
"DAVA AÇMA" hakkında her şey!